Yağmur, motosiklet sürücülerin pek de hoşlanmadığı bir doğa olayıdır. Bunun birçok
sebebi vardır. İlk akla gelenler; görüş kaybı, tutuş kaybı ve ıslanmaktır. E canım hiç mi iyi tarafı yok? Elbette var, olmaz mı? Motosiklet sürmek başlı başına bir keyiftir. Yağmurun kaskında çıkarttığı sesleri dinleyerek ve mis gibi ıslanmış toprak kokusunu içine çekerek sürmenin keyfi başka nerede olur? Arabada da olur diyebilirsin ama yanılırsın. Arabanın tüm camlarını açsan dahi o kokuyu almak, o hazzı aynı şekilde duymak mümkün değildir. Hani bir söylem vardır bilirsin “Araba kullanmak televizyonda film seyretmek, motor kullanmak ise o filmde başrol oynamak gibidir” derler. Sen de motosiklet kullanıyorsan bunun doğru olduğunu bilirsin. Yağmurda süreceğin zaman bazı konulara dikkat edersen korku ya da istemsizlik, yerini bu bahsettiğimiz keyfe bırakacaktır. O zaman gel hadi bunları konuşalım.
Görüş ve Tutuş bizler için en önemli güvenlik araçlarımızdır. Paolo Volpra’nın bir sözü vardır “Görüş anamız, tutuş babamızdır” der; ne kadar doğru. Görüş olmazsa ya da tutuş olmazsa başına neler gelir bir düşünsene. Yağmur, bizim bu en önemli güvenlik araçlarımızı bir miktar da olsa elimizden alır. Peki bu öyle çok korkulacak bir şey midir? Hayır. Bunu sana net olarak söyleyebilirim, kesinlikle hayır. Yeter ki sen ne yapman gerektiğini, nasıl kullanman, nelere dikkat etmen gerektiğini bil ve uygula. Bak dikkat edersen bil ve uygula dedim. Bilmek yetmez, bildiklerini gerektiği gibi uygulamıyorsan bilmenin de bir anlamı kalmaz.
Görüş için ne yapabilirsin önce buna bakalım. Başlıca sorunların, kaskın vizörünün önünde ve aynalarda oluşan yağmur damlaları ve vizörün içinde oluşan buğudur. Diğer taraftan trafiği paylaştığın yol kullanıcıları için de aynı kaybın oluştuğunu da hesaba katmalısın. Arabanın camları ve aynaları da damlalardan ve buğudan etkilenir ve görüş kaybına neden olur. Yani onlar da seni net olarak göremeyebilir. Zaten görmüyorlar yağmurda bu kat be kat fazlalaşabilir. Bu yüzden özellikle yağmurlu havalarda görünürlüğü arttırmak için daha fazla renge ve fosforlu kıyafete ihtiyacın var demektir. Yanar-döner bir hal almak senin güvenliğini arttırır, bunu sakın unutma. Yeni vizörlerde yağmur damlaları genellikle vizörün üstünde kalmaz kayar gider. Ama kask eskidikçe damlalar da itina ile yerlerini alır. Bu yüzden kışa girerken vizörü yenilemekte büyük fayda vardır. Yeni vizör iyidir ama yetmez. İçeride oluşacak buğuyu önlemek için pinlock denilen parçaya ihtiyaç vardır. Pinlock ile vizör arasında kalan hava geçirmez bölüm buğuyu önleyecektir. “Benim pinlockum var ama kaskım buğu yapıyor” diyorsan o zaman pinlock ayarlarını kontrol etmelisin. Demek ki hava girmemesi gereken bölüme hava giriyor. Bu durumda pinlockun kenarlarındaki şeffaf vidalarda gereken ayarı yaparak bu durumu düzeltebilirsin. Aynalarda oluşan damlaların da arka görüşü kısıtlayacağını unutma. Eldiveninle silmeyi deneyebilirsin ama yeterli olmayacaktır. Kışlık eldivenlerin baş ya da işaret parmağında silecek gibi bu iş için oraya konuşmuş lastikler vardır. Eğer böyle bir eldivene sahipsen işin daha da kolay. O zaman eldiven alırken araman gereken bir özellik daha oldu bak. Böyle bir eldivenin yoksa motosikletin ön tarafına bir yere sıkıştıracağın bir bez parçası işe yarayabilir. Güvenli hissettiğin bir anda aynalarda ve vizörde oluşan damlaları o bezle silebilirsin...
Tutuş için neler düşünmemiz gerektiğine bakalım. Öncelikle yağmurun yağmaya başladığı zamanın en tehlikeli zaman olduğunu bilmen gerekiyor. Yeni ıslanmaya başlayan asfalt kadar tehlikeli bir şey yoktur. O yüzden yağmur başladığında sürmek yerine uygun bir yerde mola vermek daha akıllıcadır. Yerler iyice ıslandıktan sonra yapacağın sürüş çok daha güvenli olacaktır. Fakat bu o kadar da masum bir ortam değildir. Lastikler ile asfalt arasına üçüncü bir katman girmiştir: Su. Birbirine yapışık kalması gereken iki malzeme araya giren karakedi yüzünde ayrılmıştır. Oluşan derin su birikintilerinde bu tehlike kendini çok daha büyük hissettirir. Bu birikintiler aquaplaning denen etkiyi yaratabilir. Yani lastiklerin dişleri arasında olan su, tüm kanalları doldurup taşma etkisi yapar. Lastik artık yolu tutamaz ve kayma başlar. Bu durumda gidonu sıkı tut, yavaşça gazı bırak, ani hiçbir şey yapma ve lastiklerin yeniden yolu kavramasını bekle. Demek ki neymiş? Lastikler burada önemliymiş. Yağmur özelliği olmayan lastiklerle yağmurda sürmek olmazmış. Gelelim tutuşu etkileyen diğer faktörlere. Gökkuşağının romantik etkisi, havadayken güzeldir, yerde görüyorsan vay haline. Islak yüzeyde göreceğin böyle bir manzara senin için tehlike çanlarıdır. Mümkünse üstünden geçme geçeceksen de motoru dik hale getir, debriyajı çek, ileri bak ve başka hiçbir şey yapma. Aynı şey metal yüzeyler için de geçerli. Kuru haldeyken büyük tehlike yaratmayan metal kapaklar ya da dere/kanal üstü kaplamaları ıslakken çok düşmanca davranırlar. Aynı şekilde yol boyaları ve yazıları da ıslanınca karakter değiştirirler. Bir diğer alan da parlamış olan yüzeylerdir. Asfaltın yüzeyinde artık parlak hale gelmiş yerler ıslanınca kayabilir, bunlara da dikkat etmek gerekir. Ayrıca asfaltta oluşan çatlakları tamir ederken kullanılan malzeme de yağmurda çok kaygan olmaktadır. Uzaktan yol yüzeyinde solucan gibi görünen yamalardan bahsediyorum. Genellikle sürüş çizginde ve uzunlamasına olacaktır. Bazen 20-30 metreyi bulan uzunluklarıyla tutuş kaybına neden olurlar.
Bir başka dikkat etmen gereken konu sürüş tarzınla ilgilidir. Tüm sürüş boyunca hiçbir şeyi ani yapmaman gerekir. Ani gaz açma ve kapamalardan, ani frenlemeden, ani vites değişikliklerinden, ani yön değiştirmelerden uzak durmalısın. Bu nasıl sağlanır? Daha önce planlama yaparak. İşte kısır döngü de burada başlar. Yağmurda sürerken ihtiyacın olan şey, daha önce plan yapmaktır; evet bu doğru. Daha önce plan yapmak için de bilgiyi daha önce alman gerekir ama yağmur buna engel olur. O yüzden vizörün ve aynaların temiz kalması çok önemlidir. Daha önce gör, daha önce plan yap ve uygulama sırasında yumuşak ol. Bu sayede yağmurun olumsuz etkilerini bir nebze de olsa önleyebilirsin. Kendine normalin dışında ekstra zaman yaratman da gereklidir. Örneğin bir aracı takip ediyorsan, normalde iki saniye gerisinden giderken yağmurda bunu 3, 4 hatta 5 saniyeye çıkartabilirsin. Çünkü takip ettiğin araç için de görüş azdır, o da son anda ve aniden tepki verebilir. O zaman fren mesafenin azalan tutuştan dolayı daha fazla olacağını da hesaplayarak sürmelisin.
Diğer araçların lastiklerinin suyu sıçratmasıyla oluşan serpinti görüşünü olumsuz etkileyecektir. Takip sırasında ya da sollamaya çıktığın anlarda bunu öngörmelisin. Olumsuz etkilenmemek için konumlanmana dikkat etmelisin. Yağmurdan ıslanmış bir yolda sürerken kendi şeridinde en güvenli yeri seçmelisin. Burası genellikle diğer araçların lastik izleri olmaktadır. Bunun nedeni ise bu kısımları kullanan araçların bölgedeki suyu tahliye etmeleridir.
Gelelim en sevimsiz duruma: Islanmak. Bunu engellemenin yolu doğru kıyafetler giymektir. Kıyafetlerimizin su geçirmez özellikte olması gerekir. Çok şiddetli ve uzun süren yağmurlarda bunlar bile yetersiz kalabilir. O yüzden tavsiyem yağmurluk giymendir. Yağmurluk, kıyafetlerin kuru kalmasını sağlar, soğuktan korur, kirlenmesini engeller. Yağmurluk giymek zahmetli bir iş olduğundan genellikle üşenilir ve sonra pişman olunur. Hele de hava biraz sıcaksa yağmurluğun sizi terleteceğini de biliyorsanız bu iş iyice zül haline gelir. Bu yüzden giymezsin sonra sırılsıklam bir halde “of ya keşke giyseydim” diye söylenirsin. O yüzden üşenme ve giy. Ayaklara ve ellere yağmurluk giymek zordur, çoğu kimsede bu donanım da yoktur zaten. O yüzden ne yap yap çizme ve eldivenlerin su geçirmez özellikte olmasına dikkat et. Bak suya dayanıklı demiyorum su geçirmez diyorum, ikisi birbirinden farklı şeyler. Bir yerde durğunda eldivenleri çıkarıp çıkartmamayı iyice düşün. Eldiveni çıkarttın, her yerin ıslak olduğu için ellerin de ıslandı ya da nemlendi. İşte bu durumda eldiveni yeniden giymek çok zor olabilir; özellikle kışlık eldivenleri, bir daha düşün…
Bir başka tavsiyem, arada sırada ayağa kalkman olacaktır. Kıyafetinin üzerinde kalan su zamanla dikişlerden falan içeri sızabilir. Özellikle sürekli oturduğun için apışaranda biriken su içeri girmek için fırsat kollar. Bu sudan kurtulmanın tek yolu da ayağa kalkmaktır. Aman dikkat! Tabanlarının ve elciklerin ıslandığını ve kaygan hale geldiğini sakın unutma. Motor düz ve güvenli bir haldeyken, gidonu sıkı tut, peglere sıkıca bas ve yavaşça kalk, yoksa başına olmadık iş alırsın.
Tüm bunlara uyarsan yağmurda motosiklet sürmenin keyfine varabilirsin. “Aman ya bu kadar şeyden sonra keyif mi kalır” diyebilirsin, ama kalır. Bazen çok güzel bir havada dahi yağmura yakalanabilirsin. Motoru park edip orada kalamayacağına göre yukarıda saydıklarıma dikkat edip keyifle yoluna devam edebilirsin. İyi sürüşler.
Comments